PANİK BOZUKLUK
- Emir Ali Menguş
- 23 Tem 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 18 Ağu 2024

Panik bozukluğu, beklenmedik ve tekrarlayıcı panik ataklarının ana özelliği olan bir anksiyete bozukluğudur. Panik ataklar, aniden ortaya çıkan yoğun korku veya rahatsızlık duygularıyla karakterizedir ve genellikle dakikalar içinde zirveye ulaşırlar. Bu ataklar, fiziksel semptomlar (örneğin nefes darlığı, kalp çarpıntısı, terleme) ve duygusal belirtiler (korku, ölüm korkusu, gerçeklikten kopma hissi) şeklinde ortaya çıkar.
Panik ataklarının belirtileri bireyden bireye değişebilir, ancak genellikle şunları içerir:
1. Fiziksel Belirtiler: Kalp çarpıntısı, terleme, titreme veya sarsılma, nefes darlığı veya boğulma hissi, göğüs ağrısı veya rahatsızlık, mide veya sindirim problemleri, baş dönmesi veya sersemlik hissi, üşüme veya ateş basması gibi belirtiler olabilir.
2. Duygusal Belirtiler: Büyük bir korku veya panik, ölüm korkusu veya çıldırma korkusu, gerçeklikten kopma hissi veya olağandışı bir duygusal tepki verme gibi duygusal belirtiler bulunabilir.
3. Davranışsal Belirtiler: Panik atak sırasında kişinin kaçma veya kaçınma davranışları sergilemesi, çevresel uyarıcılardan kaçınma eğilimi göstermesi gibi davranışsal tepkiler olabilir.
Panik bozukluğu olan kişiler genellikle panik ataklarının tekrarlanacağı korkusuyla günlük yaşamlarını kısıtlayabilirler. Bu durum, sosyal aktivitelerden kaçınmaya, iş veya okul performansında düşüşe ve genel yaşam kalitesinde azalmaya neden olabilir. Tedavi edilmediğinde, panik bozukluğu olan bireylerde depresyon, diğer anksiyete bozuklukları veya madde kullanım bozuklukları gibi ek problemler gelişebilir.
Panik bozukluğu birçok farklı faktörün etkileşimi sonucunda ortaya çıkabilir. Ana nedenler şunlar olabilir:
Genetik Yatkınlık: Ailede panik bozukluğu öyküsü olan bireylerde risk daha yüksektir. Genetik faktörler, bireyin belirli sinir sistemleri ve beyin kimyasallarıyla ilgili olarak panik ataklara yatkınlığını artırabilir.
Beyin Kimyasalları: Beyindeki serotonin, norepinefrin gibi kimyasal maddelerin dengesizliği panik bozukluğunun gelişiminde rol oynayabilir. Bu nedenle, kimyasal dengesizliklerin tetiklediği sinirsel tepkiler panik ataklara yol açabilir.
Stresli Yaşam Olayları: Travma, aşırı stres veya belirsizlik gibi yaşam olayları panik atakların ortaya çıkmasına neden olabilir. Örneğin, travmatik bir olay veya uzun süreli aşırı stres altında kalmak panik bozukluğunun başlangıcını tetikleyebilir.
Biyo-psikososyal Faktörler: Biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin bir araya gelmesi panik bozukluğu riskini artırabilir. Örneğin, bireyin çocuklukta yaşadığı travmatik olaylar, yetişkinlikteki stres faktörleri ve sosyal izolasyon gibi durumlar bir araya geldiğinde panik ataklar gelişebilir.
Beyin Yapısı ve İşlevi: Beynin belirli bölgelerindeki anormal aktiviteler veya işlev bozuklukları panik bozukluğu semptomlarına katkıda bulunabilir. Özellikle, hipotalamus ve amigdala gibi beyin bölgeleri, panik ataklarda önemli rol oynayan duygusal tepkileri düzenleme açısından önemlidir.
Diğer Anksiyete Bozuklukları: Özellikle sosyal anksiyete bozukluğu veya yaygın anksiyete bozukluğu gibi diğer anksiyete türleri olan bireylerde panik bozukluğu riski artabilir.
Bu faktörlerin bir kombinasyonu, bireyin panik ataklar yaşama riskini artırabilir. Her bireyin panik bozukluğuna yatkınlığı farklıdır ve gelişiminde rol oynayan faktörler kişiden kişiye değişebilir. Tedavi genellikle bu faktörlerin anlaşılması ve bireyselleştirilmiş bir yaklaşımla sağlanır.
Comentarios